Türkiye’den Deepfake Alarmı: Dijital Tehditlere Karşı Milli Önlem
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz liderliğinde hazırlanan 71 maddelik Ulusal Yapay Zekâ Eylem Planı, deepfake videolar ve dijital manipülasyonlara karşı kapsamlı önlemleri devreye alıyor.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz liderliğinde hazırlanan 71 maddelik Ulusal Yapay Zekâ Eylem Planı, deepfake videolar ve dijital manipülasyonlara karşı kapsamlı önlemleri devreye alıyor.
Deepfake Tehlikesi Milli Güvenlik Gündeminde
Derin öğrenme teknikleriyle oluşturulan sahte videolar, yalnızca bireylerin değil, toplumun bütününü hedef alıyor. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz başkanlığında hazırlanan Ulusal Yapay Zekâ Stratejisi Eylem Planı, dijital manipülasyonun en tehlikeli türü olan deepfake içeriklere karşı hukuki ve teknolojik adımları içeriyor.
Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’nde (MGSB) de yer alan bu tehdit, Türkiye’nin dijital savunma stratejisinde özel bir başlık hâline geldi.
Sahte Videolar, Gerçek Tehditler
Deepfake teknolojisi, bir kişinin yüzünü veya sesini yapay zekâ aracılığıyla başka bir görüntüye yerleştiriyor. Ortaya çıkan içerikler, gerçeğinden ayırt edilmesi güç sahte videolar oluşturuyor.
Bu durum yalnızca bireylerin itibarını zedelemekle kalmıyor, kamuoyu manipülasyonu, sosyal huzursuzluk ve hatta siber saldırı risklerini artırıyor.
Uzmanlar, “Bu videolar artık eğlencelik değil; stratejik silah olarak kullanılıyor.” uyarısında bulunuyor.
Yasal Düzenleme ve Dijital Savunma
Eylem planında, deepfake karşıtı yazılımlar ve dijital suçla mücadele yasaları öncelikli alanlar arasında.
Buna göre:
-
Sahte içerik tespiti için yerli yapay zekâ tabanlı yazılımlar geliştirilecek.
-
Sosyal medya platformlarına içerik doğrulama zorunluluğu getirilecek.
-
Bilgi savaşları ve dijital manipülasyonlarla mücadele için ulusal siber güvenlik timleri kurulacak.
Cevdet Yılmaz, “Yapay zekâyı sadece üretim ve verimlilikte değil, güvenlikte de stratejik unsur olarak konumlandırıyoruz.” ifadelerini kullanmıştı.
Metaverse ve Yeni Nesil Tehditler
Eylem planı sadece deepfake’e değil, metaverse platformlarındaki etik boşluklara da odaklanıyor.
Avatar manipülasyonları ve kimlik hırsızlığı gibi sorunlar, yeni güvenlik stratejilerinin merkezine alındı.
Araştırmalar, özellikle genç kuşağın çevrim içi kimliğini “gerçek kimliğinden daha önemli” gördüğünü ortaya koyuyor.
Bu durum, sanal evrenlerde kimlik erozyonu ve toplumsal yabancılaşma riskini güçlendiriyor.
Gençler Dijital Tuzakta
Sosyal medya ve sanal gerçeklik platformları, gençleri hızla etkisi altına alıyor. ABD’de yapılan bir araştırmaya göre, Z kuşağının %60’ı çevrim içi görünümünü gerçek hayattan daha önemli buluyor.
Uzmanlar, bu eğilimin gelecekte psikolojik kırılmalara, kimlik çatışmalarına ve dijital bağımlılığa yol açabileceğini belirtiyor.
Bir sosyal medya kullanıcısı bu durumu şöyle özetliyor:
“Artık kimin gerçek, kimin yapay olduğunu anlamak imkânsız hale geldi.”
Dijital Gerçeklik Nerede Başlıyor?
Türkiye, yapay zekâ çağında yalnızca teknoloji üreticisi değil, aynı zamanda dijital güvenliğin koruyucusu olma hedefiyle ilerliyor.
Deepfake ve metaverse kaynaklı tehditlere karşı alınan önlemler, hem bireysel hem ulusal düzeyde büyük önem taşıyor.
Peki sizce, dijital çağda gerçek ile sahteyi ayırt edebilmek mümkün mü?